Çöken havuzdan yaralı kurtulan çocuğun babası: ’40 dakika boyunca çocuklar ambulansa konulmamış’

İstanbul’da tesirli olan yağmurda Beykoz’daki sitede bulunan spor salonunun çatısı, yıldırım düşmesi nedeniyle çöktü. Eğitmen ve öğrencilerin salonda bulunduğu sırada meydana gelen olayda biri hafif, 2 çocuk yaralandı. Çocuklar hastanede tedavi altına alındı.

Çatının çöktüğü dehşet anları güvenlik kameraları tarafından görüntülendi. Manzaralarda, eğitmen ve öğrencilerin panikle kaçmaları ile birtakım modüllerin çocukların üzerine düştüğü anlar yer aldı.

“YAKLAŞIK 40 DAKİKA BOYUNCA DA ÇOCUKLAR AMBULANSA KONULMAMIŞ”

Olayda yaralanan 10 yaşındaki kız çocuğu Anatolia Özdilek’in babası Ali Osman Özdilek, “Ben bir iş toplantısına girmek üzereydim. O esnada çok yakın bir arkadaşım beni aradı ve dedi ki, ‘Aliciğim kızın şu an benim kollarımda ve boğuldu. Sudan çıkardık. Çatı çöktü. Şu anda burada öbür bir sağlıkçı arkadaşımız da var, başındayız. Kaygı etme, merak etme ancak bil ki durum uygun değil. Yani size anlatılacağı üzere çok hafif bir durum değil. Bütün çatı çöktü ve kızın suyun altında kaldı’ dedi. Bunun üzerine ben de eşimi aradım. O da bir toplantıya girmek üzereydi. Kendisine olay farklı aktarılmış. Ben çabucak elimden geldiğince süratli gitmeye çalıştım. Dayanılmaz bir yağmur, dayanılmaz bir trafik vardı. O sırada da ambulansa koydurmaya çalışıyoruz çocukları. Yaklaşık 40 dakika boyunca da çocuklar ambulansa konulmamış. Ambulans gelmemiş ya da çağırılmamış. Bunların hepsi daha sonra doğal ortaya çıkacak” dedi.

“ÇOCUKLARIN NEREDEYSE TAM ÜSTÜNE DÜŞÜYOR”

Çocukların daha sonra hastaneye götürüldüğünü belirten Özdilek, şöyle konuştu:

“Benim kızım üst çıkamıyor suyun üstüne ve suyun altına dalıyor ve burada nefessiz kalıyor, baygınlık geçiriyor. Birinci çıkaranlar kenara çekiyorlar ve kusturuyorlar çocuğu. Başka çocuk ise başına bir darbe geliyor. Onun başına da bir bandaj yapıp bekletiyorlar çocuğu. Sonra tekrar döndüğümde öbür çocuğun etrafında bir panik havası vardı, oradaki tabiplerde. ‘Ne oldu arkadaşlar’ dedim. Dediler ki kafatası kemiği kırık. Ve beyefendisine müdahale etmiş olma ihtimali var. Ameliyata alıyoruz ivedilikle. Yani bu o denli kolay bir olay değil. İmajlar elimize geldi. Kamuoyunda paylaşıldı. Orada da görüldüğü üzere son küme çocukların neredeyse tam üstüne düşüyor ve bunlardan o çocukcağız kurtulamamış, bir tanesi vurmuş. Benim çocuğumu da aşağıya itmiş. Münasebetiyle bu türlü bir olay var. Yani kamuoyunun bunu bilmesi lazım.”

“HASTANEDEKİ KIZIM BÜYÜK BİR TRAVMA GEÇİRMİŞ DURUMDA”

“Ben tüm takımlarımı mimarları, mühendisleri, avukatlarımı olayı araştırmaya sevk ettim” diyen Özdilek, “Biz kimseyi suçlamak istemiyoruz. Biz kök neden nedir? Bunu bulmaya çalışıyoruz, objektif olarak. Bizim çocuklarımız ise bir yaz okuluna gidiyorlar. PTA diye bir yaz okulu var, o okula gidiyorlar. O esnada oluyor olay. Yani  benim bu ortada, iki kızım da birebir anda orada. Havuzun baş tarafında duruyorlar. Zira onlar çıkmışlar. Ve görüyorlar bu olayı. Ortanca kızım bağırıyor, ‘ablamı kurtarın, ablamı kurtarın’ diye. Kendisi içeride. Çocuklar şu an kaygıdan tir tir titriyorlar iki gündür. Zati hastanedeki öteki kızım büyük bir travma geçirmiş durumda. Çocuk durup durup kaygı nöbetleri yaşıyor. Şu anda hastanede bugün de çıkaramadık. Zira o baygınlık anında aspirasyon meydana gelmiş. Yani ciğere su gitmiş. Ciğere su gidince de oradaki suyun bir halde dışarı atılması lazım ve bunun enfeksiyon olmadan olması lazım” tabirlerini kullandı.

Özdilek, “Bu kazada can kaybı yok hakikat. Çok şükür. Fakat bizim iki çocuğumuz, benim çocuğum ve öbür çocuk yaralandı. İmar kanunu yeterince paratoner olmadan bu tıp bir yapıda, hele ki orman içindeki bir yapıda mümkün değil lakin paratonerin olup olmaması da tek başına kâfi değil. Paratonerler teknik olarak kâfi mi, kalibrasyonları yapılmış mı, bakımları tertipli yapılıyor mu, nitekim oradaki kapasiteye kâfi mi, topraklaması yanlışsız yapılmış mı. İkincisi ise çatı konstrüksiyonu mimari ve inşai gereklere uygun yapılmış mı. Bunların hepsine bakacağız” formunda konuştu.

“KİMSEYE DE RASTGELE BİR TOLERANS TANIMA ÜZERE BİR FİKRİMİZ YOK”

Ali Osman Özdilek, “İlk müdahaleyi yapan çocuk hekimi Beykoz Devlet Hastanesi’ne geldi ve bize dedi ki; ‘Aspirasyon mevcut, çekiminde ciğerde su görünüyor. Bu lakin bilinçsizlik durumunda olur baygınlık durumunda olur. Çocuk bayıldı mı’ diye sordu. Bunların hepsi izaha muhtaç bahisler. Ben hukuk adamıyım. Kimseyi hiçbir formda suçlamıyorum. Kimseye de rastgele bir tolerans tanıma üzere bir fikrimiz yok. Bir kusur var ise o kusurun kesinlikle bedeli olacak. Bir kusur yok ise objektif önlenemez bir şeyse eyvallah. O vakit kimsenin diyecek bir şey yok. Ama şu ana kadar yürüyen süreçten biz rahatsızız. En önde de kamuoyunun bu formda yanlış bilgilendirilmesinden rahatsızız” diye konuştu.

Yaşanan olayda kafatasında kırık oluşan Ayaz Pakdemir’in geçirdiği ameliyatın akabinde sıhhat durumunun güzel olduğu öğrenildi.