Kitaba ismini bağışlayan Bilinmeyen Sular hikayesiyle açılıyor kitap. Üzerine geçmişin ve sabah ışığının gölgesi düşmeden dönüşen bir baba oğul münasebetine ağırlaşan bu hikaye, gecenin ve babasının elini tutarak bir oyuna başlayan ve eşikten geçen bir gencin bilinmeyen sulara seyahatini mevzu ediniyor.
İkinci hikaye Yamaç, kendisine ilişkin olmayan bir geçmişi, vakti unutturan bir oyun aracılığıyla sahiplenmeye çalışan bir bayanın hikayesi. Bulmak için kaybetmek gerektiğini bilmeden arayan, kaybettiği oyuncağın yasını tutan, oyunundan koparılan bir kadının…
Kitabın üçüncü hikayesi Pes, oyuna kendin olarak devam etmenin değerini hatırlatıyor. Diğerleri üzere ola ola kendi olmayı unutan bir çiftin oyunun sonunda hem kendilerini hem birbirlerini hem de oyunlarını unuttukları, anlamsızlaşan bir oyun bu.
“Dostlar Bu türlü Yapar Çünkü” ise, kendinden evvelki hikayenin tam bilakis, oyuna, rolüne ve hareketsizliğe hapsolmuş iki arkadaşın diyaloğumsu monoloğu. Kırk Saniye, kitabın en vurucu hikayesi. Yalnızlığın gölgesinde bir şefkat oyunu filizlendiren çocuğun oyununa kan bulaştıran bir babanın kıssası.
Kadın ve erkeğin mutsuz sonu
Bataklık Balığı, artık oyuna devam edemeyecek, hatta oyunu unutacak kadar yaşlanan John’un gölgesinde yaşayan Theo’nun, ki o Tanrı’nın armağanıdır, bataklıkla çiçek açmasının hikayesi. Tıpkı bir lotus gibi…
“Puantiyeli Plastik Bir Şemsiye”, sevgiyi almayı da vermeyi de bilmeyen bir bayan ile erkeğin mutsuz sonlu oyununu anlatıyor.
Bir hafızayı yitirmek
C Blok Daire 10, oyun içinde oyunun formlandığı, her şeyin bilakis işlediği bir hikaye. “Bir Yere Kadar”, ne kuralları ne de rolleri hatırlayan bir konut sahibinin oyunun sonuna yaklaşmışken yitirdiği hafızasının oyunlarına dair bir hikaye.
Göründüğünden Daha Uzak, öteki bir dünyanın oyuncusu olmak isteyen ve sonu gelmeyen gözetlemelere karşın kendi oyununda sıkışıp kalmış birinin hikayesini ele alıyor.